Bitlis Eren Üniversitesi’nde düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü; Demokrasi Kavramı ve Türkiye” adlı panel, İktisadi ve İdari Bilimler (İİBF) Konferans Salonunda gerçekleşti.
15 Temmuz darbe girişiminin 3’üncü yıl dönümü vesilesiyle yapılan “Demokrasi Kavramı ve Türkiye” adlı panel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabir Rüstemli, Oturum Başkanı Prof. Dr. Mehmet Salih Mercan ve konuşmacılar Dr. Öğr. Üyesi Deniz Aşkın, Dr. Öğr. Üyesi Mahir Karacar ile Dr. Öğr. Üyesi Erdem Karaca’nın katkılarıyla düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan panel, BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabir Rüstemli’nin açılış konuşmasıyla devam etti. Konuşmasına 15 Temmuz’un topyekün bir direniş ve zafer günü olduğunu vurgulayarak başlayan Prof. Dr. Rüstemli, “Halkımız ülkemizi işgal etmek isteyen iç ve dış odaklara karşı destansı bir direniş göstermiştir. Ülkemizi işgal etmek isteyen güçlerin bu çabası hiçbir zaman sonuç vermeyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle 15 Temmuz gazilerimizi minnetle anıyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
’15 Temmuz’da Bir Millet Şahlandı’
Açılış konuşmasının ardından 15 Temmuz özelinde “Demokrasi Kavramı ve Türkiye” paneli kapsamında konuşmacılar kürsüye davet edildi. Panelin oturum başkanlığını yapan Prof. Dr. Mehmet Salih Mercan, 15 Temmuz’da adeta bir Kurtuluş Savaşı, bir Çanakkale Savaşı destanı gibi bir destan yazıldığının altını çizdi. Konuşmasında demokrasi kavramının tanımı, Türkiye’deki tarihsel aşamaları ve askeri darbeler üzerinde durdu. Prof. Dr. Mercan, panele olan yoğun ilgi nedeniyle katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını noktaladı.
Ardından konuşmasını yapmak üzere Dr. Öğr. Üyesi Deniz Aşkın söz aldı. Dr. Öğr. Üyesi Aşkın, 15 Temmuz darbe girişiminin sonuçları ve gençler üzerindeki sosyolojik boyutlarına dikkat çekti ve “demokratik yönetimin sekteye uğratılma girişimi sonrasında toplumsal bütünleşmenin bozulduğu, değerlerin anlamını yitirdiği ‘anomi’ halinin ortaya çıktığını” vurguladı. 15 Temmuz darbe girişiminin genç nesillerde sosyal ve psikolojik sorunlara neden olduğunu ve bu sorunların temelinde de güven duygusunun zedelenmiş olmasının önemli bir etken olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Aşkın, “Ani ve hızlı değişimler olduğu durumlarda, kişiler yalnızlaşırlar, toplumsal sorumluluklarından uzaklaşırlar, bir sanallaşma ve apolitikleşme meydana gelir. Dolayısıyla darbe, her ne kadar amacına ulaşmamış olsa da ortaya çıkardığı toplumsal boyut gerçekten çok ciddi kırılmalara sebep olmuştur.” şeklinde konuştu.
Daha sonra söz alan Dr. Öğr. Üyesi Mahir Karacar, 15 Temmuz darbe girişimini edebi yansımaları çerçevesinde ele aldı ve 15 Temmuz kahramanı Ömer Halisdemir’e itafen yazılan şiirlerin analizini yaptı. Dr. Öğr. Üyesi Karacar’a göre, “Edebi eser kaynağını toplumdan alır. Bu açıdan bakıldığında darbelerin de edebiyata yansıması kaçınılmazdır. Nitekim 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri çok sayıda roman ve şiire konu olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi de, üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen çok sayıda edebi esere konu olmuştur.” diyerek edebi eserlerin milli şuur yaratmadaki rolünün altını çizdi.
Paneli noktalayan son konuşmayı yapmak üzere söz alan Dr. Öğr. Üyesi Erdem Karaca ise, 20’inci yüzyılın askeri darbeler çağı olduğunu ve gerek dünyada gerekse ülkemizde ortaya çıkan darbe girişimlerinin büyük çoğunluğunun arkasında, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı İstihbarat merkezlerinin olduğuna dikkat çekti. 21’inci yüzyılda ise, bu girişimlerin sivil görünümlü, doğrudan ABD desteğinin anlaşılamayacağı bir biçimde iç dinamiklerle yapılmaya çalışıldığının üzerinde durdu. Bu girişimlerin amacının, hedef ülkenin iç savaşa sürüklenmesine kadar gittiğini önemle vurguladı. Dr. Öğr. Üyesi Karaca, 15 Temmuz’un, en az Sakarya Savaşı kadar büyük bir zafer olduğunu, bu yüzden unutulmaması gerektiğini söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Karaca, “O günlerde İngilizler Yunanı taşeron olarak kullanırken, bugün Amerika FETÖ’yü taşeron olarak kullanmıştır.” şeklinde konuştu. 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan toplumsal sorunlara da değinen Dr. Öğr. Üyesi Erdem Karaca, millet olarak birbirimize duyduğumuz güvenin ortadan kalktığını, değer yargılarının aşındığını ve liyakat, bilgi, beceri gibi toplumun gelişim dinamiklerinin buharlaştığını söyleyerek sözlerini noktaladı.
BEÜ ev sahipliğinde düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü; Demokrasi Kavramı ve Türkiye” adlı panel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rüstemli’nin konuşmacılara plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından son buldu.