Muhammed Uğurlu
Bitlis Eren Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Araştırma Görevlisi
e-mail : ugurlumuhammed@hotmail.com
Maalesef dünyanın en büyük felaketlerinden biriyle karşı karşıya kaldık. İnsanlarımız enkaz altında nefes almaya çalışırken, nefes almaktan utanır olduk. Enkaz altında kalanlardan ümidimizi kesmeden, umutlu ve gözlerimiz yaşlı bir şekilde gelecek olan haberleri beklemeye koyulduk. Millet olarak kimimiz canından vazgeçme pahasına bölgelere koşup; enkaz altındakileri kurtarmaya çalışırken, kimimiz de enkazdan çıkanları diri tutmak için yardımlar yetiştirmeye çalıştık. Ancak asla unutmamamız gereken şöyle bir gerçekle karşılaştık: Binlerce kişiye ev yerine mezar satan kimseleri ve bu zulmü reva görenleri unutmamak! Ekran karşısında yardıma koşan ekiplerin mucizevi kurtuluşlara vesile olmalarını göz yaşlarıyla izlerken, bu evleri inşa eden katillere karşı nefretimizi diri tutmaya gayret ettik. Nitekim bu konuda Rabbimizin gönüllerimize su serpen ayetlerini birden hatırladık. “Kim bir canı haksız yere öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibidir.” (1)
Ve katillerin cezası ise şöyle belirlenmiştir. “Bir mümini kasten öldürenin cezası ise, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için pek büyük bir azap hazırlamıştır.” (2)
İnsanlığımızdan utandıran bir diğer olay ise yağmacıların mevcut oluşudur. Aslında bu tipleri klinik vaka olarak görmek de mümkündür. Zira bir kişinin deprem bölgelerinde yağmacılık ve hırsızlık gibi faaliyetlere girişmesi, kişinin haysiyet, şeref, onurdan, ahlak ve erdem kaidelerini nasıl yerle yeksan ettiğinin göstergesidir. Aslında insan demeye dilimizin varmadığı yürüyen cesetlere ne yapılması gerektiği 3800 yıl önce Babil Kralı Hammurabi, kanunlarında belirlenmiştir. “Bir kimse soygun yaparken yakalanırsa ölümle cezalandırılır.” (3).
Yardım ekiplerinin kıyafetlerini giyip, soygun yapmaya çalışanlar için ise, “Bir evde yangın çıkar ve oraya gelen yangını söndürmeye değil de, evin sahibinin malında göz gezdirip evin sahibinin malını alırsa kendisi de aynı ateşe atılır.” (4)
Son olarak gelelim Hammurabi’nin uyduruk bina inşa eden müteahhitler için vermiş olduğu hükümlere… “Bir inşaatçı bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse inşaatı yapan öldürülür. Eğer bina ev sahibinin oğlunu öldürürse inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.” (5)
Bu vesileyle depremde ölen binlerce insanımız için Allah’tan rahmet, yaralılara Allah’tan şifa, deprem bölgelerinde bulunan başta yardım ekipleri olmak üzere, asker ve polislere de Allah’tan yardım diliyorum. Umutlu bekleyişlerimiz sürecektir.
Allah hiçbir ülkeye böyle bir felaket yaşatmasın.
(1) Maide 32,
(2) Nisa 93.
(3) Hammurabi 23,
(4) Hammurabi 25,
(5) Hammurabi 2229 ve 230.