Abdulhalim Kızılkaya

Tarih: 19.12.2024 20:09

AKRAN ZORBALIĞI

Facebook Twitter Linked-in

    Günümüzde akran zorbalığı, özellikle gençler arasında giderek artan bir sorun haline gelmiş durumda. Akran zorbalığı, okulların ve sosyal hayatın görünmeyen ama derinden hissedilen sorunlarından biridir. Günümüz gençleri, teknolojinin ve sosyal medyanın da etkisiyle, çok farklı türden zorbalıklarla karşı karşıya kalmaktadır.  
    Son zamanlarda ilçemizdeki okullarda ve sosyal çevrelerde, fiziksel şiddetten dijital zorbalığa kadar pek çok farklı biçimiyle karşımıza çıkan akran zorbalığı, sadece mağdur olan çocuğu değil, hepimizi etkiliyor. 
    Akran zorbalığı, bir öğrencinin diğer bir öğrenciye karşı fiziksel, sözlü veya psikolojik şiddet uygulaması olarak tanımlanabiliyor ve  günümüzde sadece yüz yüze değil, aynı zamanda dijital platformlar aracılığıyla da gerçekleştiriliyor. Özellikle sosyal medya, zorbalık yapanlar için kolay bir araç haline gelmiş durumda.
    Uzmanlar, zorbalığa maruz kalan çocuk ve gençlerin, uzun vadede ciddi psikolojik ve duygusal sorunlar yaşayabildiğini, depresyon, anksiyete, özgüven kaybı ve hatta intihar düşünceleri ile, bu zorbalığın en ağır sonuçlarından bazıları olduğunu,  bu durumun eğitimde başarı düşüklüğü, sosyal izolasyon ve güven problemlerinin de sıkça görülen etkiler arasında yer aldığını belirtiyorlar. Ayrıca, akran zorbalığının etkileri, zamanla daha da karmaşık bir hal alabildiğini ve çocukların bu dönemde destek görmemesi, yalnızca mağdurun değil, zorbalık yapan çocuğun da gelecekteki ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebildiğini de ifade ediyorlar. 
    Bu konuda, Bitlis Eren Üniversitesi ile ilimiz ve ilçemizdeki okullarda uzmanlar ve rehberlik öğretmenleri tarafından öğrenci ve velilere yönelik sık sık eğitimler verilmeye başlanması ve bilgilendirici broşürler dağıtılması sevindirici bir durum. Bu noktada, çözüm yollarını bulmak, sadece eğitimcilerin değil, her birimizin sorumluluğudur. Ailelerin çocuklarını sadece fiziksel olarak değil, duygusal ve sosyal açıdan da iyi bir şekilde yetiştirmeleri gerekiyor. Hatta bazı okullardaki akran zorbalığı vakalarına velilerin de dahil olduğunu ve öğrenciyi tehdit edecek kadar ileri gittiklerini de görüyor ve duyuyoruz. Çocukların empati geliştirebilmesi için onlara örnek olmamız şart. Öğretmenlerin de zorbalıkla mücadele ederken yalnızca cezai değil, daha çok eğitici yaklaşımlar benimsemeleri önemli. Okullarda daha fazla rehberlik hizmeti ve duygusal destek sağlanmalı, zorbalık vakaları bir an önce tespit edilip müdahale edilmelidir. 
    Akran zorbalığı, yalnızca bir çocuğun sorunu değil, toplumun ortak problemidir. Zorbalığın önüne geçmek için sadece devlet politikaları ve okulların değil, ailelerin, medya organlarının, hatta arkadaş çevrelerinin de sorumluluğu vardır. Çünkü sadece zorbalığın mağduru olan çocukların değil, tüm toplumu huzurlu, empatik ve sağlıklı bir geleceğin beklediği gerçeğini unutmamalıyız. 
    Akran zorbalığı, görmezden gelinmemesi gereken ciddi bir problemdir. Hepimizin, daha duyarlı ve bilinçli bireyler olarak bu sorunun üstesinden gelmek için çaba göstermesi gerekmektedir. Unutmayalım ki, sessiz kalmak, zorbalığın devam etmesine izin vermek demektir.
    Saygılarımla.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —