BİR GECELİK DÜĞÜN, BİR ÖMÜRLÜK BORÇ

   Bir zamanlar evlenmek, iki kişinin hayatı birlikte göğüslemeye karar verdiği, heyecanla beklenen bir dönüm noktasıydı. Şimdi ise evlilikten bahsedince gençlerin yüzü buruşuyor, omuzları düşüyor. “Evlilik mi? O iş artık çok zor…” cümlesi, sohbetlerin klişesi olmuş durumda.
  Geçtiğimiz aylarda Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine göz attım. Ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 28.3, kadınlarda ise 25.8’e yükselmiş. Bu sadece yaş değil, aslında gençlerin evliliğe yaklaşımının, içinde bulunduğu şartların sessiz bir özeti. Evet, evlilik zorlaştı. Ama neden?
  Çünkü artık bir düğün, iki kişinin değil, iki ailenin “prestij meselesi” oldu. Çünkü artık “birlikte bir hayat kurmak” değil, “bir düğün şöleni düzenlemek” ön planda.Çünkü artık sade olan değil, gösterişli olan değerli.
Düğün mü, Ekonomik Tufan mı?
Düğün hazırlığı deyip geçmeyin. Mekân seçimiyle başlıyorsunuz. Şehir içinde düzgün bir salon için rakamlar uçuyor. Yetmiyor,  yemekli organizasyonlar, süslemeler, fotoğraf çekimleri, takılar ve daha nice kalem... Liste uzayıp gidiyor. Herkes en iyisini, en gösterişlisini isterken, bu "en iyiler"in maliyeti, genç çiftlerin omuzlarına dayanılması güç bir yük bindiriyor. Evi baştan sona dekore etmek de cabası.
Sonra geliyor gelinlik ve damatlık faslı. Beyaz bir elbise, siyah bir takım elbise diyemiyoruz artık. Tasarımcı markası olacak, özel dikim olacak, üç prova yapılacak. Ayakkabısı, saçı, makyajı, buketi, kuaförü, nedimeleri derken ortaya bir servet çıkıyor. Takı konusunda da ayrı bir yarış başlıyor: “Altın bilezik az mı, kolye eksik mi, çeyrek yerine tam mı takılsa?”
 Ve bu hengame içinde en az konuşulan şey: Gelin ve damat mutlu mu? Bu evliliği gerçekten istiyorlar mı?
Evlilikten Kaçan Gençlik
  Bu maddi yük, özellikle dar gelirli ya da kendi ayakları üzerinde duran gençleri evlilikten uzaklaştırıyor. "İşim var ama bir düğün yapacak param yok." diyor biri. Diğeri "Aileler anlaşamazsa düğün facia olur, en iyisi hiç bulaşmayalım." diyor.
 Bazıları evlenmeden önce bu yükün farkına varıp vazgeçiyor, bazıları ise evlendikten kısa bir süre sonra, borçlar, baskılar, uyumsuzluklar yüzünden yollarını ayırıyor. Zaten son istatistiklere göre boşanma sayılarında da artış var.
  Yani evlenmek, yalnızca maddi değil, psikolojik bir yük haline geldi. 
Sadeleşmek Ayıp Değil, Akıllıca
  Bu yazıyı yazarken bir söz geldi aklıma: "Düğün dedikleri bir gecelik gösteri, evlilik ise bir ömürlük mücadele. Neden bütün enerjimizi sadece o geceye harcıyoruz?”
  Söyleyen  gerçekten de çok haklı.
 Oysa ne güzel olurdu, iki kişinin kararına herkes saygı gösterse. Aileler destek olsa ama yönlendirmese. Gösteriş uğruna değil, huzur uğruna bir düğün yapılsa.
 Sade düğünler, birlikte kurulan küçük ama huzurlu evler… Altın yerine sevgi, masa süsü yerine anlayış biriktirsek mesela. Kimsenin evlilikten korkmadığı, kimsenin maddiyat yüzünden sevgisinden vazgeçmediği bir toplum hayal etsek.
 Zor değil. Ama önce bakış açımızı değiştirmemiz gerek. Çünkü mesele sadece bir düğün değil, koskoca bir hayat.
  Saygılarımla...