“Yolun Sonu Değil, Başlangıcı: YKS’ye Son 3 Gün"Üç gün sonra Türkiye'nin dört bir yanında sabah erkenden uyanacak gençler… Ellerinde kimlik belgeleri, omuzlarında umutları, akıllarında binbir düşünceyle sınav salonlarının yolunu tutacaklar. Kimi sessiz olacak kimi içinden dua edecek kimi gülümseyecek ama kalbi gümbür gümbür atacak hepsinin. Çünkü o gün yalnızca bir sınav günü değil. O gün, bir yılın değil yılların emeğinin, hayalinin, sabrının, düşüşünün ve yeniden kalkışının günü.Bu yazı; tam da bu günlerin duygusunu taşıyor. Hem o salona girecek olan gençlerimize hem de yıllardır bu yolculukta gölge gibi yanlarında yürüyen, kimi zaman kendini unutan, kimi zaman sessizce gözyaşı döken o büyük yüreklere – ailelerine.
GENÇLER…
Sizden başlayalım. Çünkü bu hikâyenin asıl kahramanı sizsiniz. Sınava girdiğinizde kitapçıkta yazan ilk sorunun sizi korkutmasına izin vermeyin. Derin bir nefes alın. Bu sınav, sizin zekânızın, kimliğinizin, karakterinizin ya da değerinizin tamamını belirlemez. Bu sınav yalnızca sizin bilgi birikiminizi ölçer – hepsi bu. Şimdi arkanıza yaslanın ve hatırlayın: O uykusuz geceleri, vazgeçmeyip çözdüğünüz binlerce soruyu, paniklediğiniz anlarda bile kendinizi toparlamayı başardığınız o günleri… Bu süreçte yoruldunuz. Belki kırıldınız, yıprandınız ama her seferinde kendinizi yeniden ayağa kaldırdınız. İşte gerçek başarı bu. Cesaretinizle, istikrarınızla, inancınızla siz çoktan kazandınız.
Unutmayın, sınav bir son değil. Sınav, bir yol ayrımı da değil. Sınav, hayatın çok küçük ama dikkat çekici bir durağıdır sadece. Sizin yetenekleriniz, hayal gücünüz, merhametiniz, azminiz; o sınav kâğıdına sığmayacak kadar büyük. Bu yüzden sonucu ne olursa olsun yolunuz açık. Yeter ki umudunuzu yitirmeyin. Her sabah kalktığınızda “bir gün olacak” dediniz. İşte o gün geldi. Şimdi tek yapmanız gereken kendinize güvenmek. Siz bu yükü bugüne kadar taşıdınız. Son adımı da güvenle, cesaretle, inançla atabilirsiniz.
AİLELER…
Ve şimdi size birkaç kelam…Biliyoruz o sınav salonunun dışında asıl sınavı siz vereceksiniz. Sadece çocuklarınız değil, sizler de bir yıldır hatta belki daha uzun süredir aynı yolda yürüyorsunuz. Sessizce beklediniz, anlayış gösterdiniz, kaygılandınız ama belli etmediniz. Onlarla birlikte ter döktünüz onlarla birlikte hayal kurdunuz. Bazen çaktırmadan ağladınız. Çünkü bu yolculukta evladınız kadar siz de yoruldunuz. Ama artık destek zamanı. Sınav günü yaklaştıkça beklentiler değil, güven konuşmalı. “Kaç net yaparsın?” yerine “Seninle gurur duyuyorum.” cümlesi gelmeli. Çocuklarımız sınava değil, sevgiyle büyümeye ihtiyaç duyuyor. Unutmayın, bir çocuğun en büyük motivasyonu her durumda yanında olan bir ailedir. Bu sınav bir dönüm noktası olabilir ama hayattaki başarı yalnızca üniversiteye girmekle ölçülmez. İyi bir insan olmak, üretken olmak, çalışkan olmak, sorumluluk sahibi olmak – asıl başarı budur. Ve çocuklarınız bu sınav sonucundan bağımsız olarak zaten sizin en kıymetli eserinizdir, onlara güvenin. Ve sınav günü geldiğinde sadece sessiz bir el tutuşu, küçük bir tebessüm bile dünyaları değiştirebilir. Bırakın kendilerini eksik değil tam hissetsinler. Baskı değil, şefkatle yol alın.
VE HEPİMİZE…Şimdi bir kez daha hatırlayalım: Hayat, bir sınavdan ibaret değil. Bu süreç yalnızca bilgi değil, karakter sınavıydı. Ve inanın bu sürecin sonunda herkes biraz daha olgun, biraz daha güçlü, biraz daha kendinden emin. Gençlerimize düşen kendi yolunu çizmek; hayali neyse ona sahip çıkmak. Ailelere düşen ise o yol her nereye giderse gitsin, yanında yürümeye devam etmek. Yolun sonu başarıysa ne mutlu. Ama bazen yolun sonu başka bir kapıya çıkar – önemli olan o kapının önünde yılmadan bekleyebilmektir.
Sevgili gençler, kıymetli aileler…Bu yolculukta emek verdiniz, sabrettiniz, umut ettiniz. Şimdi vakit, yorgunlukları bir kenara bırakıp başınızı dik tutarak sınava yürümek.Çünkü siz sadece sınavlara değil, hayata hazırlanan nesillersiniz.
Ve biz inanıyoruz: Siz kazanacaksınız.
Belki puanla, belki başka yollarla… Ama mutlaka kendiniz olarak kazanacaksınız.
Kalbinizden geçenin yolu açık olsun. Hepinizle gurur duyuyoruz.