Kıbrıs’ta Rumların Yunanistan ile birleşme hayali, 1963 yılında hazırlanan Akritas Planı ile somut bir nitelik kazandı. Bu plan, Kıbrıs Türk halkını ada üzerindeki varlığından silmeyi amaçlayan sistematik bir yok etme programıydı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kararlı tutumu ve zamanında aldığı askerî önlemler sayesinde bu plan uygulamaya geçirilmesi önlendi. 1964 ile 1967 yılları arasında Türk halkına yönelik saldırılar devam etti. Fakat Türkiye’nin caydırıcı gücü ve Kıbrıs Türklerinin azimli direnişi sayesinde bu saldırılar bertaraf edildi. Özellikle 1964 yılında gerçekleştirilen sınırlı hava harekâtı, sivillere yönelik saldırıları durdurmada etkili oldu.
1974 yılına gelindiğinde, Yunanistan’daki cunta yönetimi ile Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios arasındaki anlaşmazlık, 15 Temmuz’da gerçekleştirilen bir darbeyle sonuçlandı. Darbe sonrası Nikos Sampson’un yönetimi devralması, Enosis hedefinin artık gizlenmeden yürürlüğe konduğunu ortaya koydu. Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörlerinden biri olarak önce diplomatik yolları denedi ve İngiltere ile temas kurdu. Ancak bu girişimlerden sonuç alınamayınca, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanarak tek taraflı müdahale kararı aldı.
Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, bu askerî müdahalenin barışı sağlama ve adadaki Türk halkını koruma amacı taşıdığını kamuoyuna açıkladılar. 20 Temmuz 1974 sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri hem denizden çıkarma hem de havadan indirme operasyonlarıyla Kıbrıs’a ayak bastı. Harekâtın ilk aşaması kısa sürede başarıya ulaştı ve 22 Temmuz’da ateşkes sağlandı.
Ancak Cenevre’de yürütülen barış görüşmelerinden sonuç alınamayınca, 14 Ağustos’ta ikinci bir harekât başlatıldı. 19 Ağustos’ta sağlanan yeni ateşkes ile Türk ordusu adanın kuzeyinde denetimi sağladı. Böylece, günümüzde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınırlarını oluşturan hatlar belirginleşti. Bu süreçte Türkiye 498 şehit verirken, Kıbrıs Türk toplumunun kaybı toplamda 1672 kişiyi buldu.
Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, vatan aşkıyla görev yapan yüzlerce Mehmetçik gibi, Bitlis’in yiğit evladı M. Şirin Kalaş da şehitlik mertebesine ulaşarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı. Aziz vatanın bağrından çıkan bu kahramanın hatırasını yaşatmak, hepimizin manevi sorumluluğudur. Şehidimiz M. Şirin Kalaş’ın künyesini siz değerli okurlarımızla paylaşarak, aziz hatırasına sahip çıkmayı görev biliyoruz:
Piyade Er M. ŞİRİN KALAŞ
1954 yılında Bitlis’in Tatvan ilçesinde dünyaya gelen Piyade Er M. Şirin Kalaş, Sadık Kalaş’ın oğludur. Vatan görevini 50. Piyade Alayı 2. Tabur’da sürdürürken, Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılmıştır. 15 Ağustos 1974 günü Lefkoşe bölgesinde kahramanca mücadele ederken şehit düşmüştür. Şehadetinin ardından, devletimiz tarafından ailesine Övünç Madalyası takdim edilerek bu büyük fedakârlık onurlandırılmıştır. Şehidimizin kabri, Girne-Boğazköy’de bulunan Boğaz Şehitliği’nde, 146 numaralı mezarda bulunmaktadır.
KIBRIS ŞEHİTLERİMİZİN ANISINA…