Yıldırım, Mezopotamya mitolojisinden esinlendiği hikâyede insanın iç dünyasına odaklandığını belirtti. Yıldırım, kitabın konusunu şu sözlerle özetledi:“Eser, iki kardeşin yaşadığı bir trajediyle başlıyor. Haris’in kanının altına dönüşmesi, onu farklı bir yola sürüklüyor. Bu değişim zamanla hem kendisine hem de çevresine zarar veriyor. Gücün ve altının insan üzerindeki etkisini, sade bir dille anlatmaya çalıştım.” dedi.
Hikâyenin merkezinde açgözlülük, vicdan ve insan davranışları olduğuna dikkat çeken Yıldırım, mitolojik unsurları abartmadan kullandığını belirterek, “Amacım, okuyucunun karakterlerle birlikte düşünmesini ve kendi iç sesine kulak vermesini sağlamaktı.
Altın Kanlı Kral, aslında insanın içindeki karanlıkla yüzleşmesini konu alan bir kitap.” ifadelerini kullandı.
